KHK TVAhmet Erkan

Er İsmail Baykaç 15 Temmuz 2016’da darbe girişimi gecesine kadar vatani görevini yapmak için İstanbul Maltepe’deki kışlasında bulunuyordu.

O gece, komutanlarının emriyle başlarına bir uzman çavuş verilerek beş asker ile birlikte Acıbadem mevkiine gönderilir. Kısa sürede etraflarının sivil vatandaşlar tarafından çevrilmesi ve emri veren komutanlarıyla irtibat kuramamaları üzerine polisi arayarak teslim olma istediklerini bildirir ve silahlarındaki şarjörü çıkararak beklemeye başlarlar.

Sabaha doğru polisler gelir ve 6 askeri gözaltına alarak polis merkezine götürür. Savcılığın hazırladığı Acıbadem iddianamesinde Anayasal düzeni yıkmak ve hükümete darbe yapmak ve FETÖ/PDY üye olmak suçlamasıyla yargılanır.

FETÖ/PDY üyeliğinden beraat eden İsmail Baykaç, Anayasal düzeni yıkmak ve hükümete darbe yapmak suçlamasıyla müebbet hapis cezasına çarptırılır. Bu ceza önce İstinaf Mahkemesi’nce sonra da Yargıtay tarafından onaylanır. Gazeteci Ahmet Erkan Edirne’nin Keşan ilçesinde yaşayan İsmail Baykaç’ın annesiyle görüştü. Buluşma noktasına at arabasıyla gelen İsmail’in annesi ile teyzesi Keşan’ın 10 kilometre dışında inşa edilmiş TOKİ’de ikamet ediyor. Baba Ümit Baykaç, günlük ücretle hamallık yaparken Anne Sevim Baykaç, el arabasında poğaça ve börek satarak ailesini geçindiriyor.

DOSYASINDA SİLAH KULLANMADIĞI YAZAN BİR ER MÜEBBET CEZAYA ÇARPTIRILIR MI?

Sevim Baykaç, oğlu İsmail’in hiçbir şeyden habersizce komutanları tarafından kışla dışına çıkartıldığını, silah kullanmadığını ve başlarındaki uzman çavuşun polisi arayarak teslim olduklarını söylüyor. Acıbadem dosyasındaki rütbesiz altı askerin ifadelerinin alınıp serbest bırakılmasını beklerken en ağır cezaya çarptırıldığını anlatan anne Baykaç, “Kınalı kuzumu mevlitlerle askere gönderdim, devlete emanet ettim, vatan haini oldular, oğlum suçsuz, ben oğlumu istiyorum” diyor. Roman olduklarını hatırlatan Sevim Baykaç, 7 yıldır Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan İsmail’in, çeltik tarlarında yoksulluk içinde büyüdüğünü, eğitiminin olmadığını, askere gitmeden önce hamallık yaptığını anlatıyor.

15 YAŞINDA BİR OĞLUM DAHA VAR ONU NASIL ASKERE GÖNDERİM?

Yetkililere ve medyaya seslerini duyuramamaktan yakınan Sevim Baykaç, söyle devam ediyor: “İsmail’in “devleti yıkmak” gibi suçlamayla tutuklanması hepimizi derinden etkiledi. Babası cezaevine para göndermek için büyük şehirlere hamallık yapmaya gidiyor, bu süreçte ben de çalışmaya başladım ayrıca sağlık sorunlarım arttı hafta birkaç defa komşularım gece yarısı acil servise kaldırıp sakinleştirici iğne yaptırıyorlar. İsmail’i dünyaya getirdiğim, büyüttüğüm ve askere gönderdiğim evin halini görseniz, burada yaşayan bir er mi koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkacak dersiniz. Bizim ne terörle ne de bir başkasıyla bağlantımız yok. Bir oğlum daha var 15 yaşında o da hamallık yapıyor. Birkaç yıl sonra askerlik çağı gelecek onu nasıl askere göndereyim söylerimsiniz bana?” İfadelerini kullanıyor.

DOSYAYI YARGITAY ONADI, UMUDUMUZ AFFA KALDI

Her sabah kalkıp fotoğraflarına bakıp ağladığını anlatan anne Baykaç, şunları söylüyor: “Gözüm yollarda, her gün gelecek umuduyla yaşıyorum. Param olursa görüşe gidiyorum olmazsa gidemiyorum. Görüşten dönünce bir hafta kendime gelemiyorum, hükmü Yargıtay onadı, karar kesinleşti. Avukat tutacak imkânımız yok. İstanbul’da bir avukat anayasa mahkemesine dosyayı götürmüş. Buradan Cumhurbaşkanımıza, Erdoğan’a sesleniyorum: Ben onu vatani görevine gönderdim, her konuştuğumuzda aman oğlum komutanlarının sözünden çıkma ne diyorlarsa yap diye tembih ederdim. Komutanları O’nu dışarı çıkardı, o gece silahından ateş çıkmadı, af istiyorum, genel af mı verecekler, dosyalarını yeniden mi inceleyecekler bilmiyorum, tekrar baksınlar gelip bizi araştırsınlar, İsmail’i komşumuzdan sorsunlar. Beni yavruma kavuştursunlar.”

İSMAİL “DARBE YAPMAK” NEDİR DİYE SORSANIZ BUNU BİLMEZ

İsmail’in yakın akrabalarından Vural Arıkan da şunları “İsmail’in darbeyi, terörü bilmeyecek kadar eğitimsiz ve sıradan bir insan olduğunu belirterek, “Emir altında bir er komutanları git der gider, gel der gelir. 15 Temmuz gecesi IŞID saldırısı var denilerek dışarıya çıkartıldığı söyleniyor. Biz Romenler vatanını, milletini, devletini seven insanlarız. Tayyip babamızdan çocuğumuzun çıkarmasını istiyoruz. Bizden hain çıkmaz. Bizim çocuğumuz gerçekten bu suçu işlediyse cezasını çeksin. Biz de böyle bir suçun en ağırından cezalandırmasını isteriz.” şeklinde konuştu.

Daha fazlasını KHK TV YouTube Kanalından izleyebilirsiniz.

Bağımsız bir gazeteci olarak amacımız; dönemin sosyal hafızasını tutmak, insanlara KHK hukuksuzluğunu duyurarak bu ülkede KHK hukuksuzluğunun son bulmasına katkı sunmak.

Bu yolculukta bize katılmak ve KHK zulmünü duyurmak için
KHK TV’ye Abone Ol.

KHK TV; İnsan Haklarının Peşinde!