KHK TVAhmet Erkan

15 Temmuz darbe girişiminden sonra yüz binlerce masum insan vatan haini, terörist, darbeci olarak suçlandı, yaftalandı toplumdan dışlandı. Tarihte görülmemiş uygulamaların yaşadığı bu soykırım ve zulüm sürecinden en fazla kadın ve çocuklar etkilendi. Bunlardan biri de Konya’da yaşayan 35 yaşındaki bir ev kadını. Eşi 4 yıldır cezaevinde olan bu kadın, iki yıl önce yakalandığı kanser ile boğuşuyor. Yakınlarının desteği ile ayakta duran ve geçimini sağlayan 1 çocuk annesi KHK TV’ye konuştu. Kendisi ve ailesine yaşatılanları duyurmak için konuştuğunu belirten isminin açıklanmasını kadın, kendisinin rehber öğretmen eşinin de mali müşavir olduğunu 15 Temmuza kadar huzurlu mutlu bir aileyken hayatlarının birden bire karardığını söyledi.

İsmini Açıklamak İstemeyen KHK Mağduru Kadın

BİR GECEDE TERÖRİST OLDUK

Bir gecede terörist ilan edildiklerini ve bu süreçte sayısız iftiralara maruz kaldığını anlatan kadın, “Eşim 8 yıl hapis cezasına çarptırıldı, bu yaşanan acılara eşimin babası dayanamayarak intihar etti.

Zaten kötüleşen hayat şartlarımız iyice ağırlaşmaya başladı. 11 yaşındaki oğlumun kalbinde delik var, aynı zamanda astım hastası. Benim psikolojik sorunlarım depresif panik atak nöbetleri geçiriyorum. İlaç kullandığım zaman çocuğumu ihmal ediyorum” diyor.

ÇOCUĞUMUN GÖZÜ ÖNÜNDE SİNİR KRİZİ GEÇİRDİM

Günün birinde hakkında yakalama kararı çıkarıldığını öğrenen anne, 1,5 yıl SGK kaydı nedeniyle hakkında yakalama kararı çıkarıldığını öğrendikten sonra hasta haliyle teslim olmuş. İkinci defa gözaltına alındığı sırada sinir krizi geçirdiğini anlatan acılı anne, “Bütün bu olanlar çocuğumun gözleri önünde oldu. Bunları yaşayan çocuk, bana ‘anne sana ve babama bunları yaşatanlardan intikamımı alacağım’ dedi. Bizim gibi vatanını ülkesini seven insanlara bunları yaşattılar; bizi terörist vatan haini ilan ettiler. Biz terörist değiliz. Bir gün, bizim suçsuz olduğumuzu anlayıp bizden özür dileyecekler” ifadelerini kullanıyor.

BİZE ACIDA ZİRVEYİ YAŞATTILAR

Yargılandığı davada 6 yıl 3 ay hüküm aldığını hatırlatan kadın, şöyle konuşuyor: “Hayatımda trafik kurallarını bile ihlal etmedim. Bu kadar haksızlık, bu kadar zulüm, sonsuza dek saklı kalmayacak. Biz bunları anlatacağız. Hayatın normal akışında olan rutin faaliyetler “terör suçu” sayıldı. Bize acıda zirveyi yaşattılar, gözaltına alındığım gün annem felç oldu, babamın çalışma izni iptal edildi. Çekirdek ailemde mağdur olmayan kimse kalmadı. Şimdi yaşamak ve direnmek zorundayım. Bu yaşadıklarımı bir gün insanların yüzüne vuracağım.”

ANADOLU’DA ANALAR AĞLIYOR

Yaşadıkları travmaların unutulmayacak kadar ağır olduğunu aktaran kadın, şu ifadeleri kullandı: “Yıllardır ben ağlıyorum, annem ağlıyor, babam ağlıyor. Bu ülke, analarını ağlatıyor. Dinim intihar etmeyi yasaklamasaydı şimdiye kadar 40 defa kendimi öldürmeyi düşünürdüm. Çocuğum, eşim ve kendim için yaşayıp temize çıktığımızı göstereceğim. Bu yapılanları asla unutmayacak asla affetmeyeceğim. Ahirette, huzuru ilahide bu yapılanları Allah’a tek tek şikayet edeceğim. Ailemiz perişan ve darma duman olmuş. Yine aile bütünlüğünü kurmak yine çalışmak istiyorum. Nefesimi tutmuş bu günlerin gelmesini bekliyorum.”

Dilerseniz röportajın tamamını buradan izleyebilirsiniz