Siyaset Bilimci, Yazar, Prof. Dr. Cengiz Aktar,  KHK TV‘den Berna Kavaklı‘ya vermiş olduğu röportajda, önümüzdeki günlerde mecliste çıkacak olan infaz yasa tasarısı ile ilgili çarpıcı tespitlerde bulundu. İşte röportajdan öne çıkan başlıklar;

Elli Bin Siyasi Mahkûmu İdama Mahkûm Ediyorlar

Corona virüsünden ötürü dünya zorunlu bir oruç tutuyor. Coronanın   nelere kadir olduğunu görüyoruz. 50 bin siyasi mahkûmu kapsam dışı bırakarak idama mahkûm ediyor, infaz ediyorlar. AKP-MHP son toplantısından; son derece geniş terör tanımını asla kâle almayacağı, bu insanların hapiste kalacağı, buna mukabil 90 bin adli suçlunun ise salıverileceği anlaşılıyor. Önümüzdeki hafta meclisten bu karar çıkacak.

Herkes Bir Nevi Terörist

Osman Kavala, Ahmet Altan, Selahattin Demirtaş,  Mümtazer  Türköne gibi star isimler var. Tayyip Erdoğan’ın bunlara kişisel bir garezi olduğu ortaya çıkıyor. Sadece bunlar değil,  hapiste yüzlerce hasta mahkûm, bebekli anneler, kadınlar var. Bu tam bir rezilliktir. Bu hatadan dönülmesi için infaz yasası muazzam bir fırsattı. Maalesef Türkiye’yi yöneten güruhun böyle bir niyeti yok, böyle bir fıtratı da yok. Onlar için kendileri gibi düşünmeyen, hapiste olsun veya olmasın herkes bir nevi terörist.

Siyasi Meseleyi Aşmıştır, İktidardan Beklenen İnsani Bir Tavırdır

AİHM, BM  gibi insan haklarını referans alan örgütler, uluslararası kuruluşlar, insan hakları savunucuları, yurt içinden sivil toplum kuruluşları ve insanlar hükümete çağrıda bulunuyor. Virüs salgınından ötürü hapishanelerde felaket olabileceğini ifade ediyor! Bu durum siyasi meseleyi aşmıştır. İktidardan beklenen insani bir tavırdır. Yurt içinden ve yurt dışından yapılan çağrılar, içeride hapis tutulan insanların ne dedikleri veya demedikleri ile alakalı değil, burada insanı bir çağrı var. Fakat hükümet bu tip çağrılara dahi tamamen sağır ve kör olmuş. İnsanları hapiste, bu salgında yargısız infaza tabi tutarsa felaket şeyler olacaktır!

OHAL ve KHK Mağdurları Sosyal Ölüme Mahkum Edilmiş

Şimdi herkesin salgından ötürü yaşadığı sosyal tecridi, KHK’lılar 4 yıldır yaşıyor. Aileleriyle birlikte OHAL ve KHK mağdurlarının sayıları milyonları aşmış durumdadır. İş ve aş verilmeyerek “sosyal ölüme” mahkûm edilen bu insanlardan, hapiste olanları ise bu yasa tasarısı ile doğrudan doğruya infaz edilecek gibi görünüyor.

Virüs Salgını, Devletin Müşfik Elini Uzatma Konusunda Muazzam Bir Fırsattı

KHK’lıların, Türkiye’de rejim gibi düşünmeyen herkesin, ”insan olma vasfından çıkarılmış insanlar” olduğunu görüyoruz. Devlet bu fırsatı kaçırdı. Çünkü böyle bir fıtratları yok. KHK’lılar rejimin gözünde insan değil öyle anlaşılıyor.

KHK’lı veya KHK’sız bu salgın da en önemlisi insan hayatıdır. Hayatta kalmak tek ilkemiz olmalı. Bunun için de yapabileceğimiz en önemli şey evde kalmak. Evde kalıp işini kaybetme durumunda olanların da devletten ısrarla yardım istemesi gerekiyor.

Dilerseniz röportajın tamamını linki tıklayarak da izleyebilirsiniz.